tag:blogger.com,1999:blog-78534939642017334572024-03-14T06:52:46.657+03:00aydedeye havlayanAydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.comBlogger80125tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-28898223380530509242016-08-01T00:04:00.002+03:002016-08-01T00:04:31.707+03:00öyle şeyler<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="MsoNormal">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-Su0G_G-yU9Y/V55nx1e-lXI/AAAAAAAAA7U/6w4ucZ0IyVAD_hpPYACSMDv6J06rkJRYgCLcB/s1600/hknight.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="198" src="https://2.bp.blogspot.com/-Su0G_G-yU9Y/V55nx1e-lXI/AAAAAAAAA7U/6w4ucZ0IyVAD_hpPYACSMDv6J06rkJRYgCLcB/s320/hknight.jpg" width="320" /></a><b>Atlayabileceğin en yüksek noktadan bırakırsan kendini tanrının
yarattığı kederli kasabanın kalbine, o zaman huzursuzluğun kemiklerini
parçalayıp girebilirsin belki de kişisel hapishanenin en mahrem yerine. </b></div>
</div>
Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-27562785952468533772016-03-28T13:37:00.000+03:002016-05-10T03:05:19.944+03:00Ayyaş Buda doğduğu topraklara geri döndü!<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Ayyaş Buda raflarda. Bu öykü kitabı benim için çok önemli çünkü bu öyküleri uzun soluklu bir uzak-doğu seyahatinden sonra bu blogda yazmaya başlamıştım. Şimdi burada Ayyaş Buda'nın tanıtımını yapmak heyecan verici. Bu serseri öyküler sonunda doğduğu mekana geri döndü!</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
İyi yolculuklar...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/--CrWL-mID2I/VvkIAXskI4I/AAAAAAAAA6Q/TKVcwOwZKoMKqzFQr-WokwgBsSnG3B_Zw/s1600/ayya%25C5%259F%25C5%259F.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://4.bp.blogspot.com/--CrWL-mID2I/VvkIAXskI4I/AAAAAAAAA6Q/TKVcwOwZKoMKqzFQr-WokwgBsSnG3B_Zw/s400/ayya%25C5%259F%25C5%259F.jpg" width="400" /></a></div>
<br /></div>
Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-3154747032359327232016-03-28T13:30:00.001+03:002016-03-28T13:30:17.515+03:00AYYAŞ BUDA SİZİ SERSERİ BİR YOLCULUĞA DAVET EDİYOR<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="https://www.youtube.com/embed/TX-v6y7Z0JQ" width="480"></iframe>Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-90005153781509291542015-01-13T14:29:00.002+02:002015-01-13T14:35:07.555+02:00"Adam" olmanın çok da bi şey olmadığını anlamak<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-oLj8UpljUUU/VLUPVlzwDKI/AAAAAAAAA2g/7-pDw_kXubE/s1600/photo_5653_0-6.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-oLj8UpljUUU/VLUPVlzwDKI/AAAAAAAAA2g/7-pDw_kXubE/s1600/photo_5653_0-6.jpg" height="320" width="196" /></a><span style="background-color: white; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.3199996948242px;">Bazıları konuşurken duyuyorum. Çocuk kitabı alacaklarmış çocuklarına ama henüz erken olduğu için almıyor, bekliyorlarmış. Arkadaşlar çocuk kitaplarını önce kendinize alın. Alın ya da çalın önemli değil. Bir şekilde bulun ve okuyun. Çocuk kitabı okumanın insanı nasıl gençleştirdiğini ve iyi hissettirdiğini göreceksiniz. Çocukluğunuzda kaybettiğiniz ve zaman zaman aklınıza gelince korkup uzaklaşmak istediğiniz o özgürlük hissini tekrar bulacaksınız. Özgür olmaktan korkmayın. Büyümenin "adam olmanın" sizi ne kadar iyi hissettirdiğini anlıyorum ama tekrar çocuk olup bir ejderhanın sırtında gökyüzünün altını üstüne getirdiğinizde "adam olmanın" çok da bir şey olmadığını fark edeceksiniz.</span></div>
Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-33779557834155551252014-08-31T11:17:00.002+03:002014-08-31T11:17:19.450+03:00Yeni roman haftaya Doğan Egmont'tan! FENER BALIĞININ KAYIP IŞIĞI<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-4-FI0HZA3e8/VALZrxIHVGI/AAAAAAAAA1s/27ZfzXfUywI/s1600/fenerbal%C4%B1%C4%9F%C4%B1%2Bkapak.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-4-FI0HZA3e8/VALZrxIHVGI/AAAAAAAAA1s/27ZfzXfUywI/s1600/fenerbal%C4%B1%C4%9F%C4%B1%2Bkapak.jpg" height="245" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
HAYATININ BİR DÖNEMİNDE IŞIĞINI KAYBEDİP, ONU BULMAK İÇİN KORKMADAN YOLLARA DÜŞEN TÜM CESUR BALIKLAR İÇİN...</div>
Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-68867402296900031212013-11-15T15:38:00.001+02:002013-11-15T15:38:26.536+02:00Hayaller, sandıklar ve siktirolupgitmeler hakkında!<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-mAWyY81NwQ0/UoYjaoo_msI/AAAAAAAAA0I/o3f1tF1b95s/s1600/i%C5%9Feyen+atmaca.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-mAWyY81NwQ0/UoYjaoo_msI/AAAAAAAAA0I/o3f1tF1b95s/s320/i%C5%9Feyen+atmaca.jpg" width="240" /></a></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
...Arzulanan hayallere ulaşmanın iki yolu var. Birincisi ölmek. Basit ve çaba gerektirmeyen bir seçenek gibi görünüyor; çoğu insanın yaptığı gibi yaşarken ölüvermek. İdeallerini veya yapmak istediklerini rafa kaldıran, ona daha kolay geleni ya da ona dikte edileni yapan insanların seçimi; korkakça yaşayıp, başarısız ölenlerin seçeneği. Belki çok fazla belki de çok az para kazananların ama sonuç olarak ruhunuzu zincirlere vuran düzenin esiri olanların seçeneği. Kendini sadece öldüğü anı düşündüğünde mutlu olarak hayal edebilen ve hayallerini ölüm denilen siyah cüppe giyip, harika kontrbas çalan kel adama bırakanların seçeneği…</div>
<div style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
İkincisi ise çok az insanın seçtiği bir yol. Ölüm pahasına yaşamak isteyenlerin yolu bu ama gerçekten yaşamaktan bahsediyorum! Geçmişi ve ona öğretilen hayatı elinin tersiyle itebilecek cesarete sahip kişilerin yolu. Ait olduğu yerden, dar balık yuvasından, küflenmiş, örümcek ağı bağlamış ininden bir gün ansızın çıkıp cebindeki üç beş kuruşla ya da trilyonlarla dünyanın uzak köşelerine gidebilenlerin, kendini keşfetmenin, öze ilerlemenin ya da sadece yürümekten ve gülmekten korkmayanların yolu. Tabii bunu başarmak demek illa dünyayı alt üst etmek zorunda olduğunuz anlamına gelmiyor. Yürümek, sadece bir seçenek. Yolculuk ya zihinde ya da toprakta yapılır bilirsiniz. Ya da hem zihinde hem de toprakta… Demek istediğim şu ki, kendi içinde yol kat edenlerin, evrenin ve dünyanın sesini duyabilenlerin yolu bu. Usul usul farkındalığa ulaşabilenlerin yolu. Gözleri hırs ve tutkudan körleşmeyenlerin gizli patikası burası. Demek istediğim o ki, görenlerin köprüsü bu. Bir ev ya da bir araba sahibi olmanın hayatı becermek anlamına gelmediğini kavrayanların yolu. Sırf yalnız ölmemek için ya da hayatını bir başka bireyin üzerine yıkmak için eş arayanların, korku ve delilik arasında yaşlananların yolu değil kesinlikle. Yaşamanın ve öğrenmenin, adımladıkça fark etmenin asıl ilerleme olduğunu anlayabilenlerin yolu. Bir gün bir dilenci gibi dilenip, diğer gün bir zengin gibi yemek yiyebilenlerin seçeneği. Kısacası tüm insanlık gibi düşünüp, kendi hayatını kendi elleriyle yaşayabilenlerin yoludur bu. Kendi kişisel temizliğini o veya bu yolla yapabilenlerin yolu…</div>
<div style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
Bazıları bu yazdıklarıma sinirleniyor. Sinirlenenler diyor ki, <em>Bırak sen de, herkes yapmak ister bunları ama dediklerini gerçekleştirmek kolay mı, her şey bahsettiğin kadar basit değil seni gidi hayalperest. </em>Sinirlenenler kendi hayatını düşünüyor sonra. Anne ve babasını düşünüyor. Cebindeki soğuk bozukluklar aklına geliyor. Yatmak istediği tüm o çekici kadınlar ve birlikte olduğu daha az çekici kadınlar dolanıyor zihninde. Ertesi gün gitmek zorunda olduğu işi zihnine nüfuz ediyor birden. Gitmezse para kazanamayacak, para kazanmazsa açlıktan ölecek ve asla ama asla evlenemeyecek. Sistemin içinde hapsolmuş diğerleri aklına geliyor sonra. Yalnız olmadığını anlıyor ve umutlanıyor. Mutsuz olarak ölecek tek kişinin kendisi olmadığını anlamak ona mutluluk veriyor. Sadistçe gülümsüyor belki. <em>Çekirdek ailesini kuranların, bir ev ya da bir araba sahibi olanların, deli gibi çalışanların ve kariyer basamaklarını bir bir tırmanan iş kurtlarının, hırslı insanların suçu ne</em>? diyor kendi kendine ve bana kızıyor. <em>Sikmişim içe dönmeyi, dünyayı arşınlamayı ve keşfetmeyi,</em> diyor. Tavanarasına sıkıştırdığı oyuncaklarını hatırlattığım için bana sinirleniyor. Bana haddinden çok öfkeleniyor. Suratımı yumruklamak, kıçımı tekmelemek istiyor. <em>Hayalperest piç kurusu, pis züppe, siktir ol git! </em>diyor sinirinden kıpkırmızı olmuş halde. Küfrediyor ve bundan büyük bir haz duyuyor. Yaptıkları zaten anlamlı şeyler, başka bir anlam kazanmasına gerek yok. Ona sunulanlar yeterince sistematik ve düzenli ne de olsa. İşleri daha fazla karmaşık hale getirmenin ne anlamı var ki? Ne zaman işemesi ve sıçması gerektiğini zaten biliyor. İçinde titreyerek atan bir kalpten ve sigarayla beslenen mor damarlardan başka bir şey yok ki. İçinde ona yol gösterecek bir ruh yok. Ruha inanmıyor. Hiçbir şeye inanmıyor ama yine de nihilist falan değil. Tanrıya inanıyor. Çünkü Tanrının olmadığını düşünmek onun moralini çok bozuyor. Sıkıcı hayatını renklendirecek tek şey Tanrının varlığı çünkü öldüğü zaman mutlu olacağına inanıyor. Çocukken hayal ettiği rengarenk düşleri kaldırıyor sandığına ve doğru bildiği şeyi yapıyor…pardon doğru olduğu söylenen şeyi yapmaya devam ediyor. Sonra derin bir nefes alıyor ve işe gitmek için hazırlanıyor. Hayalindeki kadından oldukça az çekici olan karısının yanağına bir öpücük konduruyor ve evden siktirolupgidiyor.</div>
<div style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
İşeyen Atmaca s:44-45 / Göktuğ Canbaba</div>
<div style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
</div>
Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-42115119996378999612013-07-31T17:43:00.001+03:002013-11-27T17:06:39.020+02:00dünyanın ruhunun sesinden minik ağaç hediyesi<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-2ya5R_EAT5M/UfkZTof4aTI/AAAAAAAAAzA/zZPkHqVikaI/s1600/bonzai.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="http://4.bp.blogspot.com/-2ya5R_EAT5M/UfkZTof4aTI/AAAAAAAAAzA/zZPkHqVikaI/s400/bonzai.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<i>O gün, yani güneşin insanların omuzlarına oturduğu o tarihte, arıların kutsal saydığı, ağaçların onu görünce sarılmak istediği o mistik kadınla karşılaşacağımı tahmin bile edemezdim. Unth Menthut manastırında rahiplerin o kadın hakkında konuştuklarını duymuştum. Hayvanların dilini anlayabildiğini ve ağaçlarla iki eski dost gibi konuştuğunu söylüyordu rahipler. Ama en ilginci arıların o kadını bir şekilde kutsal kabul ettiğiydi. Onu gördüğümde ona deli gibi aşık olacağımı anlamam çok uzun sürmemişti!</i><br />
<br />
Dünyanın neresine giderseniz gidin, arılar yılın en sıcak zamanında o kadın için denizde yalnız başına dolanan yaprakların üzerine bal bırakıp, hep bir ağızdan şarkılar söylemeye başlar ve Biki adını verdikleri kadın için arıların tanrısına dua ederler.<br />
<br />
Çünkü arılar onlara yapılan iyiliği asırlar geçse de asla unutmazlar. E dünyanın berbat halini de düşünecek olursak Biki kadınının maceraperest bir gezgin arıyı okyanusun ortasında can çekişirken bulup, hayatını mucizevi bir şekilde kurtarması olayı da onların gözünden kaçmamış olsa gerek.<br />
<br />
Hikayeye dönecek olursak, Biki tarafından kurtarılan gezgin arımız topraklarına dönünce kadının, giysisinin bir parçasını yırtıp ona battaniye yaptığını, okyanusun ortasında temiz su bulup antenlerini temizlediğini ve iyileşmesi için saatlerce onun yanından ayrılmadan ona şarkılar söylediğini içeren hikayesini anlatınca işte o hikaye bir tsunami etkisi yaratarak dünyanın ruhu üzerinde uçuşan her arının kulağına gider ve sonunda Arılar kadını ölümsüz ilan ederler. Eski insanlardan birinin geri döndüğüne, unutulmuş zamanlardaki gibi yine dostça birlikte yaşayacaklarına inanmaya başlarlar. Kadın onlar için yeni bir dönemin başlangıcı olur, ona <i>dünyanın ruhunun sesi</i> anlamına gelen Biki ismini takarlar.<br />
<br />
Benim Biki'yle tanışmam da işte bu hikayenin satırları arasında. Onun, okyanusla olan öpüşmesinde, arıyla olan sohbetinin derinliklerinde, yıldız tozlarından ördüğü saçlarının ya da okyanusun unutulmuş şarkılarını saklayan gözlerinin içinde bir yerlerde. Biki'nin bana armağan ettiği bu minik ağaç arıların ve tüm doğanın özgürlüğünü, geçmiş yaşamlarda bastığımız toprakların ve aşk yaşadığımız şehirlerin isimlerini simgeliyor. Ağaçlarından düşmüş ve birbirlerine sıkıca sarılmış iki hayalperest insanın kudretli sevgisini anlatıyor.<br />
<br />
Göktuğ Canbaba<br />
<br />
Yolculuk öncesi bir temmuz akşamı</div>
Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-67938724838033827042013-04-23T12:15:00.004+03:002013-04-23T12:15:50.275+03:00EGOİST OKUR'DA İŞEYEN ATMACA'YI ÇEKİŞTİRDİK<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
EGOİST OKUR'DA İŞEYEN ATMACA'YI ÇEKİŞTİRDİK<br />
<br />
<br />
<a href="http://egoistokur.com/goktug-canbaba-ask-her-boktan-ulkede-ayni-sekilde-yasaniyor/">http://egoistokur.com/goktug-canbaba-ask-her-boktan-ulkede-ayni-sekilde-yasaniyor/</a><br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-Ry2DtpWd8F8/UXZRCeD1zjI/AAAAAAAAAyM/c8DDoxvxKeI/s1600/tumblr_lzdl6kMACp1qm2o40.gif" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-Ry2DtpWd8F8/UXZRCeD1zjI/AAAAAAAAAyM/c8DDoxvxKeI/s1600/tumblr_lzdl6kMACp1qm2o40.gif" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br /></div>
Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-56855638241216602432013-03-20T15:13:00.001+02:002013-03-20T15:13:12.103+02:00İşeyen Atmaca<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<h5 class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent">Bu roman; dünyayı yarı sarhoş gezen tüm<br /> hayalperest piçlere dair ... </span></span></h5>
<h5 class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent"><br /></span></span></h5>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-l0_CKYh8M4A/UUm1L8JBH3I/AAAAAAAAAx0/es7On91OEmo/s1600/is%CC%A7eyen+atmaca+kapak%C3%B6n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-l0_CKYh8M4A/UUm1L8JBH3I/AAAAAAAAAx0/es7On91OEmo/s1600/is%CC%A7eyen+atmaca+kapak%C3%B6n.jpg" /></a></div>
<h5 class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent"><br /></span></span></h5>
</div>
Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-57176875888564949702013-03-05T13:34:00.001+02:002013-03-05T13:34:07.869+02:00İşeyen Atmaca çıktı!!!<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="_38 direction_ltr">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-9rmPdTK7jig/UTXYEQMTbuI/AAAAAAAAAxk/ITy6_lW3k1k/s1600/404467_10151337324359051_90082015_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="224" src="http://1.bp.blogspot.com/-9rmPdTK7jig/UTXYEQMTbuI/AAAAAAAAAxk/ITy6_lW3k1k/s320/404467_10151337324359051_90082015_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Jack de olsa ismi, yabancı sayılmaz kendisi. Bu yumruk mıknatısıyla<br />tanışırsanız siz de sarsılırsınız. Ama onu tanımak ve "Jack buydu<br />işte" diye söze başlayabilmek için onunla küçük bir yolculuğa<br />çıkmalısınız. Şehvet cinleri ile dolu bir yolculuğa...<br />
Hakan Bıçakcı<br />
------------------------------------<br />
yolun
kendiyle derdi olan yazarlar gözleri açık rüyalar görürler.
inandırıcılıkları haritalar gibi gecmis izleri taşıyan satirlarla
doludur. Garip gürültüleri taşıyan anlaşılmaz bir sessizlikle yürütürler
sizi romanın içinde. Rüyalar satırları, satırlar hikayesini bulur.
Korkuyla cesaret arasında kurallar bozulur, yapılır,, bozulur, yapılır.
Bu kitabı okurken ister yazarı, isterseniz kendinizi korunaksız açığa
alın.<br />
Umay Umay<br />
-------------------------------------<br />
Bu roman; bilmediğiniz, hiç görmediğiniz yerlerde başıboş dolanan ruhunuza dair<br />Bu roman; dünyayı yarı sarhoş gezen tüm<br /> hayalperest piçlere dair...<br /> Bu roman; isimleri, şehirleri, hayvanlarıyla aslında bizim<br />yarattığımız kötü düzenin yabancılaşmış ruh hallerine, yollar<br />tarafından yumruklanan, şehir ışıkları tarafından nakavt edilen<br />Jack'in gerçeküstü bir yol hikayesine dair...<br />İyi yolculuklar...<br />
Altay Öktem</div>
</div>
Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-64548906944633253482013-02-19T11:17:00.002+02:002013-02-19T11:17:49.938+02:00Yeni romanım İşeyen Atmaca sizi öpmeye geliyor!<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-dqJvSNGzYrk/USNCstcHEbI/AAAAAAAAAw4/zdPds7ZvMmo/s1600/404467_10151337324359051_90082015_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="280" src="http://4.bp.blogspot.com/-dqJvSNGzYrk/USNCstcHEbI/AAAAAAAAAw4/zdPds7ZvMmo/s400/404467_10151337324359051_90082015_n.jpg" width="400" /></a></div>
<span class="userContent">Yeni romanım İşeyen Atmaca önümüzdeki ay
raflardaki yerini alacak! Altay Öktem, Umay Umay ve Hakan Bıçakcı'nın
arka kapak yazıları, Çağrı Livaoğlu'nun kapak illüstrasyonuyla...</span></div>
Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-28775628869487512952012-12-28T17:54:00.000+02:002012-12-28T17:54:06.456+02:00Ayyaş Buda -Dünyanın Öyküsü Dergisi'nin Ağustos-Eylül sayısında çıkan öykümdür<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
</w:Compatibility>
<w:BrowserLevel>MicrosoftInternetExplorer4</w:BrowserLevel>
</w:WordDocument>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" LatentStyleCount="156">
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin:0cm;
mso-para-margin-bottom:.0001pt;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:10.0pt;
font-family:"Times New Roman";
mso-ansi-language:#0400;
mso-fareast-language:#0400;
mso-bidi-language:#0400;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 150%;">Ayyaş Buda</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-HaXw_Q_1g6I/UN3Ab3w73lI/AAAAAAAAAvo/zUc_4yvhCXc/s1600/hotei-finger-pointing-to-moon.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://4.bp.blogspot.com/-HaXw_Q_1g6I/UN3Ab3w73lI/AAAAAAAAAvo/zUc_4yvhCXc/s320/hotei-finger-pointing-to-moon.jpg" width="220" /></a></div>
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Hastaydım, aslında hastaydım demek biraz hafif kalır, ölümün omuzlarıma
çöktüğü lanet bir komadaydım ve neler olup bittiğine dair en ufak bir fikrim
bile yoktu!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Bir haftadır yaşlı şifacı kadının beni iyileştirmek için söylediği
korkunç ilahiyi dinlemekle cezalandırılmıştım sanki. Yanakları neredeyse
omuzlarına kadar sarkan, bıyıkları bir erkeğinkinden daha gür, mavi gözlerinde
anlam veremediğim bir gizem taşıyan yaşlı şifacı kadın, yanına yaklaşılmayacak
kadar kötü kokuyordu ve dişsiz ağzının içi Nepal’in batı tarafına oyulmuş Chitwan
mağaraları kadar derin ve karanlıktı. Çoğu gece ilahiler dökülen ağzının içinde
kaybolan küçük insanların olduğunu düşünmeden edemiyordum. Kulak verenler
sessiz gecelerde kadının üzerinden gelen silik haykırışları duyabilirdi. Küçük
dağcılar karanlık ve öldüresiye kötü kokan mağaranın içinde bir yerlerde gün
ışığını yakalamak için hayatlarıyla oynuyorlardı ve belki de bunu benden başka
bilen kimse yoktu!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Baş belası Fred eğlence düşkünü, sorumsuz, fazla içen ve her yerde bela
çıkaran biriydi; onunla seyahate çıkmak patlamaya hazır bir el bombasını
donunuzun içine sokup kalabalık bir kulüpte dans etmeye benzerdi! Fakat orada, Burma
sınırlarındaki bir köyde sıkışmamızın sebebi bu sefer Fred değildi; kesinlikle bendim!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Köye gelişimizin ertesi günü kutsal sayılan bataklığının içinde köylülere
çaktırmadan pervasızca gezinirken bir anda Fred’in kollarına düşüvermiştim.
Bunu nasıl anlatabilirim bilemiyorum ama bedenimden hızla çıkıp gökyüzünde
salınmaya başlamıştım aniden. Bir tüy kadar hafiflemiş beynimin içinde olanlara
mantıklı açıklamalar getirmeye çalışıyordum. Rüzgârın her esişinde ya da rengarenk
kuşların içimden her geçişlerinde yok olmamak ya da oraya buraya savrulmamak
için yoğun çaba harcıyordum ve kendimi kontrol altında tutmayı tam iki günde
öğrenebilmiştim. </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Köye ilk gelişimizi hatırlıyorum da, öyle bir ilgiyle karşılaşmıştık ki
M.J ölmeseydi ve hayranlarına sürpriz yapıp Times meydanına çıkarak bağıra
bağıra şarkı söylemeye başlasaydı bile bize karşı gösterilen ilginin yanına
yaklaşamazdı buna emin olun! </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Gece olduğunda hasır bir sedyeyle köyün ortasına getiriliyor, neredeyse
ateşin içine düşecekmiş gibi ona yakın yatırılıyordum ve daha sonra ayine
başlanıyordu. Hatta birkaç gün önce ateşe o kadar yakın yatırılmıştım ki eğer
bir gün uyanabilirsem yanan saçlarım için epey olay çıkaracağıma kuşkum yoktu.
Olay çıkarmak aslında Fred’in tarzıydı ama bu durumda ben de biraz
Fredleşebilirdim!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Deliler gibi dans eden şifacının koca memeleri bir o yana bir bu yana
savrulurken küçük dağcılar çığlıklar atıyor, köy halkı birbirleriyle gayet uyumlu
sağa sola sallanıyor ve piç kurusu Fred hiçbir şey yapmadan sürekli getirilen
birayı içiyordu. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Benimse oradan oraya
sürüklenmek ve Nepali adamların arasında uçuşmaktan başka yapacak bir şeyim
yoktu. Her gece yeni bir umutla iyileşeceğim anı bekliyor ama sürekli avucumu
yalıyordum!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Köy insanlarının getirdiği sert Nepal birası, karanlık gecenin içinde
savrulan ilahiler eşliğinde Fred’in boğazından iniyor ve ruhunun derinliklerine
ulaşıyordu, bunu görebiliyordum. Sorumsuz, sadece kendini düşünen Fred’in
bedenimi orada bırakıp ayrılmamasının tek sebebinin bedava Nepal birası
olduğunu düşünmek beni çok ama çok korkutuyordu. Fred Nepal birasının olduğu kâseyi
alıyor ve içine kimseye çaktırmadan kuork otu atıyor, böylece hem daha çok kafa
oluyor hem de kötü ev birasının tadını kendince güzelleştiriyordu. Bunu köy
halkına göstermeden yapıyordu çünkü getirilen içkiyi beğenmeyip onu
değiştirmeye çalışmak büyük kabalık sayılıyordu.</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Uyanmadığım 8. gün aynı şeyler tekrarlanırken köy insanlarının her geçen
gün Fred’e biraz daha farklı baktıklarını fark ettim. Sanki ondan çekiniyor,
birayı ona uzatırken korkuyorlardı. Yaşlı şifacı bile Fred’e korkarak bakar
olmuştu ama nedense bunu Fred bir türlü fark edemiyordu.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Yaşlı şifacı çıplak bedenime çamur sürüyor, orama burama boncuklar
takıyor ve deli gibi ilahiler haykırıyor ama Fred kendi kendine <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sweet Home Alabama</i> şarkısını
mırıldanmaktan başka bir şey yapmıyordu. İğrenç Fransız aksanıyla mırıldanıyor
ve duyabilen her kulağa acı veriyordu. Bedenime tekrar kavuşabilirsem Fred’i
saatlerce yumruklayacağıma emindim, onu dövecek ve bataklığın içine gömecektim!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Gece çöktüğünde Fred kafayı çoktan bulmuş, yanında oturan insanlar ondan
uzaklaşmış ve şifacı kadının korku dolu bakışları Fred’in üzerinde dolanmaya
başlamıştı. <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Havada süzülürken bir
şeylerin ters gittiğini fark ediyordum. Sonumuzun, ismini daha önce hiç
duymadığımız bu kasabada geleceğine emindim artık.</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
Yaşlı şifacı
kadın uzun süren sessizliğini bozup sonunda konuştu.</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Kimsin sen yabancı?” </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Fred elinde tuttuğu kâseye baktı. Bira dolu kâsede kendi suratına
gülümseyerek baktığını görebiliyordum. Her şeye rağmen nasıl da içten gülümsüyordu
piç kurusu!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Ben Ayyaş Buda’yım,” dedi birden ve gülmeye başladı. Havada rahatsızca
süzülürken köy insanlarının ve yaşlı kaçık büyücü kadının bir anda Fred’in
üzerine atlayacağını ve onu parçalara ayıracağını düşünürken bir anda hepsi
yerlerinden kalktılar ve korka korka geri çekilmeye, Fred’den uzaklaşmaya
başladılar. Fred’in kafayı o kadar iyiydi ki, olanların farkına bile varmamıştı
ve gülmeye devam ediyordu. </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Sen… sen… gerçekten…” dedi kadın kekeleyerek. </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Buda bizi cezalandıracak,” diye haykırdı kalabalıktan biri. “Yeniden
dünyaya gelmiş,” dedi bir diğeri. Çamurla ve renkli boncuklarla kaplı olan
bedenim korkak köylülerin ve aptal Fred’in arasında anlamsızca uzanıyordu o
sıra!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Fred birayla dolu kâseyi bir dikişte bitirdi ve yenisini almak istemiş
gibi onu havaya kaldırdı. Ayyaş bir Buda’dan çok kendinden geçmiş zavallı bir
kral gibiydi ve kölelerinin ona taze bira getirmesini bekliyordu. Köylülerden
biri korkarak yanına geldi ve kâseyi alıp kayıplara karıştı. Yaşlı şifacı
yavaşça Fred’in yanına yaklaştı.</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Sen gerçekten yüce Buda mısın?” diye sordu sesi heyecandan ve korkudan
titreyerek. Fred, kadının mavi okyanusları andıran gözlerinde kayboldu bir
süre. Sarhoş olmuştu ve uyumak üzereydi. </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Bunu daha yeni mi anladın?” diye sordu kadına. Kadın korkudan titredi,
elindeki tüylü sopayı bırakıverdi ve Fred’in ayaklarına kapandı. Ona
hayatlarını bağışlaması için yalvarıyor, yaptıklarının bir daha
tekrarlanmayacağını haykırıyordu. Fred gerçekleşen saçma olaylar yüzünden biraz
olsun ayılabildi ve bu kesinlikle hoşuna gitmemişti. </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Sen neden bahsediyorsun be kadın?” diye bağırdı ayaklarını okşayan
kadına. O sırada birası geldi ve siniri hatırı sayılır derecede azaldı. Dolu kâseyi
ağzına dayadı ve kana kana içmeye başladı. </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Bir daha insan yemek yok,” dedi kadın. Fred bunu duyar duymaz ağzındaki
birayı dışarı püskürttü ve korkuyla ağaya kalktı. Ben ise sanki bir elma kadar
ağırdım artık. Yavaş yavaş alçaldım ve yere konuverdim. Deli köylülerin
arasında özel bir günde yenmek için ayrılmış, uzuvlarıma takılmış rengarenk
boncuklarla dolu bedenime bakıyordum. Şekerle kaplı bir yılbaşı ağacı gibiydim,
noel babanın midesine oturacak az pişmiş bir hindiydim!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“İnsan yemek mi?” diye sordu Fred kendi kendine ayakta durmakta zorlanırken.
“Elinizde varsa ben de tadına bakabilir miyim?” diye sordu sonra aptalca. Fred
hep yeniliklere açık biri olmuştu ama durum söz konusu olduğunda mantıklı
kararlar alabilen biri olduğunu söylemek pek de mümkün değildi.</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Bu soru beni çileden çıkardığı kadar köylüleri ve şifacı kadını da
şaşırtmıştı. Ben o sıra zikzaklar çizen Fred’e yumruk atıyor, ağzıma gelen
küfürleri haykırıyordum. Ama ne ona zarar verebiliyordum ne de sesim herhangi
biri tarafından duyuluyordu. Dünyadaki en çaresiz ve şanssız insan olduğumu
düşündüm ve o an ağırlığım iri bir karpuz kadar olmuştu!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Efendi Buda bizimle alay ediyor,” dedi şifacı ağlayarak. Neyse ki
birilerinin aklı yerindeydi yoksa boncuklar ve çamurla servise gönderilecektim.
Ağızlara layık bir Nepal yemeği; hafif ateşte közlenmiş gerzek turist!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Fred tam kadına karşı çıkacak ve insan etinin tadını gerçekten merak
ettiğini söyleyecekken kadın tekrar konuşmaya başladı ve o konuşurken köylüler
Fred’in önünde yerlere kadar eğilmişlerdi. Bu sahne kesinlikle hayatımda gördüğüm
en saçma anlardan biriydi. İşe yaramaz, alkolik ve kendini bilmez Fred bir anda
tanrı oluvermişti!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Sizi her gün zehirlemeye çalıştık ama bir gün bile etkilenmediniz efendi
Buda. Bu zehir çok güçlüdür. Dostunuz ilk gün içtiği bira sayesinde derin bir
uykuya daldı. Biz de onu… o… uykudayken… taze taze yiyebilecektik.” </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Ağırlığım metrelerce uzanan bir tır, bulutlara uzanan bir gökdelen
gibiydi!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Siz etkilenmediniz. Bunu ancak yüce bir ruh yapabilir ve siz bize Ayyaş
Buda olduğunuzu söylediniz. Siz efendi Buda, bizi affedebilecek misiniz?
Yaptıklarımız için bizi cezalandırın ama yeter ki bizi affedin efendim.”</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Buda rolüne kendini kaptırmış Fred olanlara anlam vermeye çalışmadan
karakterine bürünmeyi seçti. Yerde ona secdeye varan kalabalığın arasında bir
süre sessizce dolandı ve sonra yaşlı, pis kokan şifacının başına elini koydu.</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Öncelikle bana biraz daha bira getirin, ben de cezanızı düşünmeye
başlayım evlatlarım, benim zavallı insancıklarım.” Fred’in üzerine atlıyor ama
onu tutamıyordum. Suratına, taşaklarına yumruklarımı sallıyor ama havanın
içinde yok oluyordum.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
“Unutmadan, dostumu iyileştirmeyecek misin?” diye sordu sonunda.</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Yaşlı kaçık şifacı hemen ayağa fırladı ve Fred’in kirli ayaklarını öpmeye
başladı. O sırada bira geldi ve Fred her zamanki gibi kalabalığa arkasını dönüp
kuork otunu biranın içine boşalttı. İşte tam o anda beynimden vurulmuşa döndüm.
Hafızam beynime tokatlar atıyordu. Kuork otu güçlü bir zehir çözücüydü ve aynı
zamanda iyi bir tatlandırıcıydı. Bu otu veren dostumuz Pachupati otun yararları
hakkında adeta bir konferans vermişti bize birkaç hafta önce. </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Neyse ki Fred’in otu kullandığını kimse görmedi ve Fransız piç kurusu
sağa sola sallanırken birasını içmeye devam etti. Yaşlı kadın pis elini ağzıma
soktu ve dilimi dışarıya çıkarttı. Her ne kadar bedenimde olmasam da kusma
hissi vücuduma doldu ve ağırlığımı iki katına çıkarttı. Dilime bir şeyler
sürmeye başladı. Her şey kararmadan önce Fred’in bir köylüye ayaklarını
yıkaması için bağırdığını duymuştum.</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Kendime geldim ve zor da olsa ayağa kalktım, artık ağırlığım koca bir
dünya kadardı. Önümde eğilen insanların arasından yalpalayarak Fred’e
yaklaştım. Rengarenk vücudum adeta ışık saçıyordu. Beyaz kıçıma çizilen
resimler insanların sanattan soğumasına yol açabilirdi. Fred kollarını açıp beni
kucaklamak için yaklaşırken kalan son gücümle ona öyle bir yumruk attım ki
ikimiz de farklı yönlere savruluverdik. </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
Fred ayyaş Buda’ysa eğer, ben de onu yumruklayan adamdım! Ben, Buda’nın
dişlerini döken ışıltılı servis tabağıydım!</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 150%;">Göktuğ Canbaba</span></i></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 150%;">Dünyanın Öyküsü Ağustos-Eylül sayısı 2012 </span></i></b></div>
Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-19719716411957029012012-11-01T11:06:00.002+02:002012-11-01T11:06:42.521+02:00<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-FhchpkWT-Xk/UJI7aDuxPSI/AAAAAAAAAu0/PvYlIedgRYE/s1600/savas-nedir.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="250" src="http://3.bp.blogspot.com/-FhchpkWT-Xk/UJI7aDuxPSI/AAAAAAAAAu0/PvYlIedgRYE/s320/savas-nedir.jpg" width="320" /></a></div>
Dünyaya tahammül etmek icin şarap denizlerinde düzenlenen yarışlarda sırtüstü stílinde rekor kırmak gerekiyor bazen. Rekor gelmeyince insan boğulacak gibi oluyor.. <br /><br />Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-55110610644002538802012-10-21T15:48:00.000+03:002012-10-21T23:39:25.572+03:00Hayat belki de sürekli sarhoş gezdiğiniz bakımsız bir tabiat parkıydı <div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-9a9XyOJmKog/UIPuWJTGvKI/AAAAAAAAAug/pVxuFfuGRFc/s1600/tumblr_mc8iaz0dxo1rfi0xvo1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="255" src="http://1.bp.blogspot.com/-9a9XyOJmKog/UIPuWJTGvKI/AAAAAAAAAug/pVxuFfuGRFc/s320/tumblr_mc8iaz0dxo1rfi0xvo1_500.jpg" width="320" /></a></div>
“Hiçbir şey sonsuza kadar sürmüyor,” derken haklıydı, ona inanmalıydım. İnsanlar aşık
oluyor ve öldürüyordu. Sonra kusuyor ve uyumaya devam ediyorlardı. Hayat
buydu ne de olsa; devam eden bir yok olma sanatı, devamlı sarhoş
gezdiğiniz bakımsız bir tabiat parkıydı. Hayat, sürekli midenizin içine ağladığınız tek kişilik ve çok fazla izleyeni olmayan ucuz bir gösteriden farksızdı. </div>
<br />
Göktuğ Canbaba ekim 2012Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-82172833246366428882012-09-27T12:44:00.000+03:002012-09-27T12:44:40.217+03:00Sarıl hiç düşünme<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-PNiYFCjtnRo/UGQfuEKJ8hI/AAAAAAAAAt0/f5sLdvH6G9g/s1600/b6054a9bd510741af7ada0d2153bd53a-djnxej.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://4.bp.blogspot.com/-PNiYFCjtnRo/UGQfuEKJ8hI/AAAAAAAAAt0/f5sLdvH6G9g/s320/b6054a9bd510741af7ada0d2153bd53a-djnxej.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Ağaçların yüz binlerce yıldır aynı tonda şarkı söylediğini düşünerek
dünyadaki en güvenilir canlılar olduğunu söylemekte sakınca görmüyorm..
Şu an evet tam şu an en yakınınızdaki ağaca yaklaşın ve ona sıkıca
sarılın. Kendinizi 3dakika öncesine göre çok daha iyi hissedeceksiniz … Hissetmezseniz sorunun sizde olduğuna şüphe yok..<br />
<br />
öperiz...<br />
<br />
GCAydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-64748267901484080372012-09-10T14:56:00.002+03:002012-09-10T14:56:49.706+03:00Tumblr'a da bekleriz<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-tKADzzsO-aM/UE3VDXRPX_I/AAAAAAAAAtI/4fKX4sEFFo0/s1600/Ads%C4%B1z.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="298" src="http://4.bp.blogspot.com/-tKADzzsO-aM/UE3VDXRPX_I/AAAAAAAAAtI/4fKX4sEFFo0/s320/Ads%C4%B1z.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
http://aydedeyehavlayan.tumblr.com/<br />
<br />Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-16513761824206398582012-07-31T10:51:00.002+03:002012-07-31T10:53:13.227+03:00Dünyanın Öyküsü ağustos-eylül 2012 sayısındayım<h6 class="uiStreamMessage" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}">
<span style="font-size: small;"><span class="messageBody" data-ft="{"type":3}">"Ayyaş Buda" isimli öyküm, harika bir fantastik edebiyat dosyasının da yer aldığı Dünyanın Öyküsü ağustos-eylül 2012 sayısında. </span></span></h6>
<h6 class="uiStreamMessage" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}">
<span style="font-size: small;"><span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"> </span></span><span style="font-family: Arial,Helvetica;"><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">"Edebiyatın hayal gücü ve fantastik edebiyat</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Geçtiğimiz
günlerde bir grup yazar bir araya gelerek Fantazya ve Bilimkurgu
Sanatları Derneği-FABİSAD’ı kurdular. Dünyanın Öyküsü dergisi bu yeni
oluşumun da etkisiyle yeni sayısında Türk fantastik edebiyatını ve
öykücülüğünü masaya yatırmaya karar verdi. Yasemin Yazıcı’nın
hazırladığı dosyada fantastik edebiyatın önde gelen isimlerinden Kadim
Gültekin ve Yiğit Değer Bengi yazılarıyla, Barış Müstecaplıoğlu, Hamit
Çağlar Özdağ ve Göktuğ Canbaba öyküleriyle yer aldılar. Dosyada ayrıca
Doğu Yücel, Aşkın Güngör ve Hamit Çağlar Özdağ ile fantastik edebiyat
üzerine yapılmış kapsamlı bir söyleşi de bulunuyor."</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: small;"><br /></span><br />
<span style="font-size: small;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=7853493964201733457" name="top"><span style="font-family: Arial,Helvetica;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Genç, yeni, usta, yerli, yabancı… 20’den fazla öykücü yeni öyküleriyle Dünyanın Öyküsü’nde</span></b></span></a></div>
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=7853493964201733457" name="top"><span style="font-family: Arial,Helvetica;">
</span></a></span></h6>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=7853493964201733457" name="top"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;"><img align="right" alt="" border="0" hspace="0" src="http://www.medyatava.com/haberimages/2010/27072012182927.jpg" />Dünyanın
Öyküsü bu sayısında da mümkün olduğunca yerli-yabancı çok sayıda
öykücünün yeni öykülerine sayfalarında yer verdi. Celal Özcan, Yiğit
Bener, Müge İplikçi gibi usta kalemlerin yanı sıra, </span></a><a href="http://www.internetara.com/?a=Amerika" style="color: black;">Amerika</a>lı yazar Donald Barthelme, <a href="http://www.internetara.com/?a=Irlanda" style="color: black;">İrlanda</a>lı yazar Edna O’Brien, Filistinli öykücü Mahmud Şukayir ve Rus yazar Yuri Bondarev bu isimlerden bazıları.</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Herkes kendi masalını yaşar: Murathan Mungan öykücülüğü</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Yazar
Necip Tosun, Dünyanın Öyküsü’nün bu sayısında masalsı ve şiirsel
diliyle edebiyatımızın özgün ve üretken yazarlarından Murathan Mungan’ın
öykücülüğünün izini sürdü. 1985’te yayımlanan ilk öykü kitabı <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Son <a href="http://www.internetara.com/?a=Istanbul" style="color: black;">İstanbul</a></i>’dan minimal öykülerden oluşan 2011 tarihli <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kibrit Çöpleri</i>’ne kadar Mungan’ın öykücülüğü her yönüyle Necip Tosun’un bu özenli incelemesinde.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Türkçe öykünün 80 Kuşağı mercek altında</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Ayşegül Tözeren, <span class="ecxapple-style-span">80'lere
mercek tuttuğu yazısında, dönemin özel bir alanına yöneliyor; 80
öykücülüğüne. Toplumsal olanla öykülerin sıkı sıkıya örüldüğünün altını
çizen Tözeren, bu örgüyü çözmeye çalışmıyor, 80 öykücülüğüne dair ‘özel
deseni’ okuyor, ona farklı bir kuşaktan yaklaşmaya çalışıyor. Kendi
kuşağının içinden 80'lere baktığı yazısında, dönemin siyasal arka
planını da ihmal etmiyor. </span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Mustafa Balel ile edebiyattan hayata</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Dünyanın
Öyküsü’nün bu sayısında Nemika Tuğcu, 70 kuşağının özgün yazarlarından
Mustafa Balel’le bir söyleşi yaptı. Söyleşinin yanı sıra M. Sadık
Aslankara ve Feridun Andaç da Mustafa Balel’in öykücülüğünü mercek
altına aldılar. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">“Medyada göz önünde olmanın en kolay ve en etkin yolu kuşkusuz ki kitabınızın güçlü bir yayınevinde çıkması”</span></i></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Hikaye,
roman, gezi yazıları, çocuk kitapları, dergiciliği ve çevirileriyle
edebiyatımızın bu üretken ismi 40 yıllık edebiyat geçmişine rağmen
medyada adının pek yer almamasını şöyle açıklıyor:</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">“Yazdıklarının
daha geniş kitlelere yayılmasını hangi yazar istemez? Ürettiklerinin
her geçen gün biraz daha geniş kitle tarafından izlenmesini düşlemeyen
sanatçı düşünemiyorum. Bazen ‘Ben yazıyorum, okuyan okur’ diye
umursamazmış gibi bir havaya girenler çıkıyorsa da, hepsi laf!
Umursamayan adam yayımlamaz. Çekmecesine saklar, hatta hiç yazmaz.
Yazıyor ve yayımlıyorsa ‘Ben yazıyorum, okuyan okur, umurumda bile
değil’ deme hakkı yoktur. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Yazdıklarımın geniş kitlelere ulaşması tabii ki benim de istediğim şey. Ancak medya, yani gazete, dergi, <a href="http://www.internetara.com/?a=televizyon" style="color: black;">televizyon</a>
olmadan olmuyor. Onlara ulaşmak da kolay değil. Masallardaki Kaf
Dağı’na benziyor. Yani olanaksız adeta… Bitmez tükenmez yolları kat
etseniz de, bir bakıyorsunuz bir arpa boyu yol almışsınız. Sahi ‘masal
dünyasının arpaları yüzlerce kilometre uzunluğunda mıydı acaba?’ </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Kendinden,
yapıtından söz ettirmek için ya önemli bir kariyerin olacak ya da
kitapların güçlü bir yayınevinde çıkacak. Bunlar oldu mu tüm kapılar
açılıyor. Yoksa ‘ağzıyla kuş tutsa’ diye bir söz vardır ya… Ağzınla
değil, istersen kirpiğinle tut o kuşu, Çin seddi dikiliyor karşına;
taştan kayadan da değil, çelikten bir set.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">‘Önemli
bir kariyerin olacak’ dedim de aklıma geldi. 80’li yılların sonlarına
doğru, hayatta olmadığı için adını veremeyeceğim bir arkadaşın kitabıyla
ilgili yaşanan ilginç bir gelişmeyi unutamıyorum. Şubatta çıkacağı
planlanmış olmalı ki Mart ayı dergilerinde tanıtım yazıları, yazarla
yapılan çarşaf çarşaf söyleşiler yayımlandı ve kitap anında onlarca
dergide liste başı gösterildi. Tersliğe bakar mısınız, o günlerde de
ülkede kağıt sıkıntısı vardı. Seka yeterli kağıt üretmediği için (belki
de grev nedeniyle) yayımcılar ithal kağıt kullanıyordu. Bir talihsizlik
de navlun sorunu nedeniyle <a href="http://www.internetara.com/?a=Isvec" style="color: black;">İsveç</a> ile <a href="http://www.internetara.com/?a=Turkiye" style="color: black;">Türkiye</a> arasında gemiler çalışmaz olmuştu. Böylece kağıt ancak iki ay sonra ulaşabildi <a href="http://www.internetara.com/?a=Turkiye" style="color: black;">Türkiye</a>’ye.
Yazarın altı, hatta on altı baskı yaptığı söylenen kitabı iki ay sonra
çıktı. O arkadaş geniş kitlelere ulaşan bir derginin başında olmasa
olabilir miydi bunlar? Hele de bu, dergi dergiler zincirine sahip bir
kuruluşun çıkardığı dergiyse.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Medyada
göz önünde olmanın en kolay ve en etkin yolu kuşkusuz ki kitabınızın
güçlü bir yayınevinde çıkması… Benim öyle bir şansım olmadı. Dediğim
türden bir yayınevinde çıkan tek kitabım, ikinci romanım ‘Asmalı
Pencere’ idi. O da talihsiz bir döneme rastladı. Romanım orada çıkmıştı
ama Adam Yayınları’nın o günlerde beni görecek gözü yoktu. Tüm
enerjileri benden beş-altı ay önce ilk kitabını yayımladıkları genç bir
hanımın romanına odaklanmıştı. ‘Asmalı Pencere’ kaynayıp gitti.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Kısacası
yazarları tanıtan, verdikleri ilanlar, yazdırdıkları yazılarla onları
medyaya taşıyan yayınevleri elbette. Kitabınız ne kadar büyük bir
yayınevinde çıkarsa, kendisinden o kadar çok söz ettirecek demektir.
Ödül mekanizmasında da etkin bir güç onlar. Zor bir yanı yok bunun, on
ya da yirmi yılın ödüllerini alan kitapların bir listesini çıkaracak
olursanız, ak mı kara mı ortaya çıkar.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">Kısıtlı da olsa medyada yer almanın bir başka yolu da bireysel ilişkiler ki ayrıntısına girmeye hiç gerek yok bunun.”</span><br />
<br />
<span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">not: yazı medyatavadan alınmıştır. </span></div>
<h6 class="uiStreamMessage" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}">
<span style="font-size: small;"><span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"> </span></span></h6>Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-54397909779276869622012-07-08T16:01:00.002+03:002012-07-08T16:03:25.691+03:00Aptallar her zaman kazanır<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-36ClnBDDTng/T_mEY7AYFNI/AAAAAAAAAsU/2y03NwVbMlc/s1600/atom-bombasi_62332.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="http://4.bp.blogspot.com/-36ClnBDDTng/T_mEY7AYFNI/AAAAAAAAAsU/2y03NwVbMlc/s400/atom-bombasi_62332.jpg" width="400" /></a></div>
<h6 class="uiStreamMessage" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}">
<span style="font-size: small;"><span class="messageBody" data-ft="{"type":3}">Savaşı
aptallar çıkarır, acımasızlar aptallar için savaşır. Barış isteyenler,
acımasızlar tarafından öldürülür ve savaşı her zaman aptallar kazanır..</span></span></h6>
<h6 class="uiStreamMessage" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}">
<span style="font-size: small;"><span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"> öperim hepinizi...</span></span></h6>
<h6 class="uiStreamMessage" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}">
<span style="font-size: small;"><span class="messageBody" data-ft="{"type":3}">Göktuğ Canbaba- '12 Temmuz- Yazmanın iyi hissettirdiği huzurlu bir pazar günü - </span></span></h6>
<h6 class="uiStreamMessage" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}">
<span style="font-size: small;"><span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"> </span></span></h6>Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-66526297994160082602012-06-26T12:16:00.002+03:002012-06-26T12:24:44.657+03:00KONTAKT2 KAÇMAZ BENDEN SÖYLEMESİ<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-dpGnagsts7A/T-l7buFpPlI/AAAAAAAAArw/AtkMvKs7mQ4/s1600/kontakt.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="71" src="http://2.bp.blogspot.com/-dpGnagsts7A/T-l7buFpPlI/AAAAAAAAArw/AtkMvKs7mQ4/s320/kontakt.png" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-SEW26I7Xejg/T-l_lpeK8NI/AAAAAAAAAr8/StBri6ouTw0/s1600/182533_245864485529132_327147529_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="189" src="http://1.bp.blogspot.com/-SEW26I7Xejg/T-l_lpeK8NI/AAAAAAAAAr8/StBri6ouTw0/s320/182533_245864485529132_327147529_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
Son yıllarda hızla gelişen Türk fantastik kurgu edebiyatının rol
yapma oyunları ve diğer oyunlara nasıl ilham verebileceği, yerel
edebiyattan ilham alan oyunların oyun dünyasına katacağı zenginlik, oyun
tasarlayan kişilerle yazarların birlikte çalışabilmesi için gereken
koşullar, izlenmesi gereken süreç ve oluşacak sinerjinin hem yerli
romanların hem de yerli oyunların tanıtımına sağlayacağı katkı
konuşulacaktır. Dinleyicilerin de aktif olarak katılacağı bir beyin
fırtınası şeklinde düzenlenecektir.<br />
<br />
<br />
<b>30 Haziran Cumartesi</b><br />
<b>Saat :</b> 18.00 – 19.00<br />
<b>FABİSAD Katılımcıları :</b><br />
<div style="padding-left: 30px;">
<b>Barış Müstecaplıoğlu</b> (Bulgaristan, Sırbistan, Çin ve Almanya’ya da ulaşmış Perg Efsaneleri serisinin ve Şamanlar Diyarı’nın yazarı – <a href="http://www.barismustecaplioglu.com/" target="_blank">www.barismustecaplioglu.com</a>)</div>
<div style="padding-left: 30px;">
<b>Yiğit Değer Bengi</b> (Çift Başlı Kartal’ın yazarı ve Erlikhan, Almeha gibi bilgisayar oyunlarının senaristi)</div>
<div style="padding-left: 30px;">
<b>Özgür Özol </b>(Ilgana kitabının ve bu kitaptan yola çıkılarak hazırlanmış SAGU oyun sisteminin yaratıcısı -<a href="http://www.ilgana.com/" target="_blank">www.ilgana.com</a>)</div>
<div style="padding-left: 30px;">
<b>M.Emre Soyak</b><span style="color: #222222;"> (Kara Zar ve Âhir Zaman oyun sistemlerinin yaratıcısı , illustrator – </span><a href="http://www.gecedivani.com/" target="_blank">www.gecedivani.com</a><span style="color: #222222;">)</span></div>
<br />
<h3>
<b>FABİSAD Yazarları, hayal gücü dostlarıyla buluşuyor!</b></h3>
FABİSAD üyesi fantastik ve bilimkurgu yazarları, etkinliğin her iki
gününde hayal gücü dostlarıyla bir araya gelecek, eserlerinden 7 – 10
dakikalık kısa okumalar ve fantastik edebiyat üzerine renkli sohbetler
yapacaklar. Türkçe fantastik ve bilimkurgu romanları hakkında bilgi
edinmek, yazarların hayal dünyasında keyifli yolculuklara çıkmak isteyen
herkesi bekliyoruz.<br />
<br />
<b>30 Haziran Cumartesi Okumaları – İlk Grup<br />
Saat :</b> 15.00 – 16.00<br />
Doğu Yücel – Varolmayanlar<br />
Barış Müstecaplıoğlu – Şamanlar Diyarı<br />
Galip Dursun – Anadolu Korku Öyküleri<br />
<br />
<b>30 Haziran Cumartesi Okumaları – İkinci Grup<br />
Saat :</b> 16.30 – 17.30<br />
Levent Şenyürek – Cennetin Kalıntıları<br />
Sabri Gürses – Boşvermişler<br />
Yiğit Değer Bengi – Çift Başlı Kartal<br />
<br />
<b>1 Temmuz Pazar Okumaları<br />
Saat :</b> 15.00 – 16.00<br />
Erbuğ Kaya – Beşlerin Çağı<br />
Hamit Çağlar Özdag – Kılıç<br />
<div style="color: purple;">
Göktuğ Canbaba – Tılsım-ı Kudret</div>
<br />
<h3>
İmza Günleri</h3>
<b>30 Haziran Cumartesi<br />
Saat:</b> 16.00 – 18.00<b></b><br />
Barış Müstecaplıoğlu – Şamanlar Diyarı<br />
Erbuğ Kaya – Beşlerin Çağı<br />
<b>Not</b>: İmza günü <i><b>İthaki Yayınları</b></i> standında gerçekleşecektir.<br />
<b>30 Haziran Cumartesi<br />
Saat:</b> 16.00 – 18.00<b></b><br />
Doğu Yücel – Varolmayanlar<br />
<b>Not</b>: İmza günü <i><b>Doğan Kitap</b></i> standında gerçekleşecektir.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
KONTAKTA AZ KALDI, İKİ GÜNLÜK EĞLENCE BAŞLIYOR!<br />
<br />
<br />
Türkiye Alt Kültür Topluluğu’nun bu sene ikincisini düzenleyeceği <b>KONTAKT</b> etkinliği, <b>30 Haziran – 1 Temmuz</b> tarihinde hafta sonumuzu şenlendirmeye geliyor. Bu seneki etkinlik <b>Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü Kongre Merkezi'</b>nde
gerçekleşecek. Öyle görünüyor ki iki günde de ilgilenebileceğiniz o
kadar fazla etkinlik olacak ki boş geçecek pek vaktimiz kalmayacak.<br />
KONTAKT ekibi bu sene alan içi etkinliklerine katılanlara çeşitli
ödüller de verecek. Peki Türkiye’de geçen sene olduğu gibi bu sene de
birçok ilk ve yeniliğe ev sahipliği yapacak olan KONTAKT’ta neler
olacak?<br />
<br />
<br />
<b>Rol Yapma Oyunları (FRP)</b><br />
Bilgisayarlarda rol yapma oyunlarından sıkıldınız mı? Karakterinizi
özgürce mi oynamak istiyorsunuz? O zaman KONTAKT sizi rol yapma
oyunlarına bekliyor.<br />
<a href="http://frpnet.net/images/stories/habergorseli/kontakt-2-afis.jpg" rel="shadowbox"><img alt="kontakt-2-afis" height="311" src="http://frpnet.net/images/stories/habergorseli/kontakt-2-afis.jpg" style="border: 2px solid #ff9900; float: right; margin-left: 10px;" width="220" /></a>Özgür
Özol’un kitabı Ilgana’nın rol yapma oyunu SAGU sistem tanıtımı
Türkiye’de bir ilk olarak yazar ve ekibi tarafından yapılacak. Ayrıca
kitabın yazarı ve ekibinin açacağı oyun masalarında oynama şansını elde
edeceksiniz.<br />
İki günde de masaüstü oyunlarda istediğiniz oyunlarda oynama şansı
elde edeceksiniz. Yapmanız gereken tek şey oyun kayıtları açıldığında
kaydınızı yaptırmak. KONTAKT ekibi oyun yöneticilerini ve oyuncuları
için hediyeler kazanma şansı sunacak.<br />
<br />
<br />
<b>Canlandırmalı Rol Yapma Oyunları (LARP)</b><br />
Otur, otur nereye kadar ben oynadığım karakterin kılığına kıyafetine
bürünür öyle gelirim diyorsanız, canlandırmalı rol yapma oyunlarında
vakit geçirebilirsiniz. İki günde de ayrı ayrı yapılacak LARP’ta
görevlerinizi ve karakterlerinizi en iyi şekilde canlandırma şansızını
olacak. <br />
Beni görevlerle uğraştırmayın, ben savaş istiyorum diyorsanız KONTAKT Arena’nın tadına varabilirsiniz.<br />
<b>Cosplay</b><br />
<br />
<br />
Convention olur da Cosplay olmaz mı? Anime, manga, çizgi roman,
fantastik ve bilim kurgu kitaplarının kahramanları 30 Haziran ve 1
Temmuz gününde etkinlik alanında katılımcıların desteğiyle kendini
gösterecek.<br />
Belkide bu senenin en önemli olaylarından biri KONTAKT’ta
gerçekleşecek! 1 Temmuz günü yapılacak elemeler sonucu bir kişiyi
Londrada yapılacak <b>EuroCosplay</b> yarışmasına gönderiyor. Ayrıca 30 Temmuz’da KONTAKT cosplay yarışmasında da birincilere ödüller olacak.<br />
<br />
<br />
<b>Tanıtımlar, Tanışmalar, Workshoplar</b><br />
KONTAKT bu sene tanınmış kitap ve hikaye yazarları, çizgi roman ve
çizgi dizi çizerleri ve birçok fantastik ve bilimkurguya gönül vermiş
kişi ile tanışma fırsatını size sunuyor. Sanatçılar sokağında çizer ve
yazarlardan imza alma ve tanışma fırsatları ve çizgi roman atölyesi ile
belki de kendi hayallerinize bir adım daha yaklaşacaksınız.<br />
Türkiye’de bilim kurgu ve fantastik kurguya gönül vermiş sanatçıyı
bir araya getiren FABİSAD’ın düzenleyeceği seminer ve etkinlikler ile
eğlence ve bilgileriniz katlanacak.<br />
<br />
<br />
<b><img alt="kontakt2-duyuru-teaser" height="250" src="http://frpnet.net/images/stories/habergorseli/kontakt2-duyuru-teaser.jpg" style="float: left; margin-right: 10px;" width="250" />Warhammer</b><br />
Ordular! Savaşa!<br />
Warhammer standlarında figür boyayabilir, oyun hakkında bilgi
alabilirsiniz. Imperium Warhammer Kulübü’nün katkıları ile 25 yıllık bu
oyun efsanesini öğrenebilir. Figür boyama ve oyun kuralları hakkında var
olan bilgi dağarcığınızı genişletebilirsiniz.<br />
<b>Kutu ve kart oyunları, Magic: The Gathering</b><br />
Çocukluğumuzdan bu yana bağımlılık yapan kutu ve kart oyunları
hakkında daha fazla öğrenmek, yeni oyunlar ile tanışmak artık elinizde.
KONTAKT alanında en seçkin kart ve kutu oyunları ile oynama fırsatına
ulaşabileceksiniz.<br />
<br />
<br />
<br />
<b>Aikido gösterisi</b><br />
Japon savunma sanatı Aikido gösterisi daha önce izlemediniz mi? Sevgi
Aikido Spor Klübü, Sevgi Sensei ve öğrencileri ile size görsel bir şov
ile karşınızda olacak. Ayrıca Aikido hakkında daha fazla bilgi alma
şansınız olacak.<br />
<br />
<br />
<b>Hazine Avı ve Assassin</b><br />
Indiana Jones? Bu sen misin?<br />
Hazine avı ile ipuçlarını kovalayıp hazineye ulaşmak rakipleri yenmek
etkinlik alanının artık bir parçası. Takımını kur, hazineyi kovala;
geleceğin Indiana’sı sen ol.<br />
Sanaldan kurtulun ve gerçek bir Assassin olun!<br />
Assassin yarışmacı rakiplerini bulup elemeye dayalı tam bir heyecan
fırtınasıdır. Elindeki resimle rakibine ulaşırken rakiplerine görünmemek
oyunun en önemli kısmı.<br />
<br />
<br />
<b>Alt kültür Testi</b><br />
Bu kadar koşturmacaya gelemem ben, ben bilgime güvenirim diyorsanız alt kültür testlerine katılın ve ödülleri yakalayın.<br />
<br />
<br />
<b>Konsol oyunları turnuvası</b><br />
Baş parmağım zaten nasırlı!<br />
BenQ sponsorluğunda Rumble Network katkıları ile düzenlecek olan King
of Fighters XIII ve Super Street Fighter 4 turnuvasında dövüş
yeteneklerinizi sergileme şansını yakalayacaksınız. Elbette kazanana
KONTAKT ekibinin ve BenQ’nun ödülü var.<br />
<br />
<br />
<b>Standlar</b><br />
KONTAKT alanında bu etkinlikler harici birçok alt kültür standı
bulunacaktır. Origami, zeka oyunları, GO oyunu, Cybergoth Türkiye gibi
birçok stand katılımcılarla birlikte olacak. Bunun dışında
sponsorlarımız ve destekçilerimiz olan firmalar ve kuruluşlar da
standları ile günü renklendirecekler.<br />
Etkinliğin Facebook sayfasına ulaşıp son gelişmeleri takip edebilirsiniz: <a href="https://www.facebook.com/events/409657632407173/" target="_blank">https://www.facebook.com/events/409657632407173/</a>Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-29175887200900179332012-06-13T00:13:00.000+03:002012-06-13T22:20:08.651+03:00KAYIP RIHTIM AYLIK ÖYKÜ ŞEÇKİSİ İÇİN YAZDIĞIM ÖYKÜ<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-PlJnJx0ZeCM/T9expuG92_I/AAAAAAAAArg/Pqo2sKESISk/s1600/logo-rihtim.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-PlJnJx0ZeCM/T9expuG92_I/AAAAAAAAArg/Pqo2sKESISk/s1600/logo-rihtim.jpg" /></a></div>
Efenim, Kayıp Rıhtım zor bir işe imza atmış ve pek değerli yazarları bir araya toplayarak harika bir seçki hazırlamışşşşşş..<br />
<br />
seçkide kimler yok ki.. Altay Öktem, Aşkın Güngör, Barış Müstecaplıoğlu, Erbuğ Kaya ve daha kimler kimler...<br />
<br />
Dileyen buradan okuyabilir seçkideki öykümü <a href="http://oyku.kayiprihtim.org/evrenin-sarkisi-goktug-canbaba/">Evrenin Şarkısı </a><br />
<br />
Diğer öyküler için, <a href="http://oyku.kayiprihtim.org/">tık tık </a><br />
<br />Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-14022020922163245852012-06-07T00:55:00.001+03:002012-06-07T00:56:41.802+03:00huzurluyduk<a href="http://2.bp.blogspot.com/-rFhzG7E66KA/T8_MlIbMWHI/AAAAAAAAAq8/xzVa-yuK2jo/s1600/z.jpg" imageanchor="1" style="margin-left:1em; margin-right:1em"><img border="0" height="400" width="318" src="http://2.bp.blogspot.com/-rFhzG7E66KA/T8_MlIbMWHI/AAAAAAAAAq8/xzVa-yuK2jo/s400/z.jpg" /></a>
bi siyah beyaz tat gelsin dedim kötü mü ettim? bikaç sene önce çektiğim bi fotodur. Mekan huzurluydu, ben huzurluydum arkadaşlar huzurluydu..bol bol hayal kurabildiğimz günlerden biriydi.. güzel günlerdi..
göktuğ canbaba
öperim hepinizi...Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-14136665114318844892012-05-01T13:08:00.002+03:002012-05-01T13:08:52.944+03:00FABİSAD KURULUŞ PARTİSİNE GELMEYENLER ÇOK ŞEY KAÇIRDI :)FABİSAD (Fantazya ve bilimkurgu sanatları derneği) ımızın kuruluş partisini Kemancı'da gerçekleştirdik.. Yazarından çizerine, yönetmeninden, oyuncusuna osundan busuna kadar pek çok değerli arkadaş bizimleydi.. Büyük Usta Giovanni Scognamillo'nunda doğumgününü kutladık ve GİO Öykü ödülleri diye tasarladığımız projemizin duyurusunu gerçekleştirdik.
Bol bol içtik, mangalda sucuk ekmek yedik, pasta kestik sarhoş olduk kahkahalar attık hopladık zıpladık. Yeni arkadaşlarla tanıştık, eski dostları gördük.. Gelmeyenler çok şey kaçırdı, gelenler mutlu oldu hzuur buldu :))
öperim hepinizi...
FABİSAD KURULUŞ PARTİSİ İNTRO
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="http://www.youtube.com/embed/WcxVUYN2eLw?fs=1" width="480"></iframe>
GÖKTUĞ CANBABA
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="http://www.youtube.com/embed/FE82YUtBswI?fs=1" width="480"></iframe>Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-41319108001099955582012-04-19T12:47:00.001+03:002012-04-19T12:49:59.071+03:00"Hayal kurmak özgürleştirir," demiştik.. Özgür insanlar, sizleri kuruluş partimize bekliyoruz!!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-35kIjVh0DfI/T4_eD7gicnI/AAAAAAAAAoM/8Nz80D7mQbs/s1600/FAB%25C4%25B0SAD%2BKurulu%25C5%259F%2BPartisi%2BDuyurusu.png" imageanchor="1" style="margin-left:1em; margin-right:1em"><img border="0" height="400" width="281" src="http://3.bp.blogspot.com/-35kIjVh0DfI/T4_eD7gicnI/AAAAAAAAAoM/8Nz80D7mQbs/s400/FAB%25C4%25B0SAD%2BKurulu%25C5%259F%2BPartisi%2BDuyurusu.png" /></a></div>
FABİSAD'ımızın kuruluş partisi geldi çattı yakışıklı beyler ve sevimli bayanlar.. Hepiniz davetlisiniz, gelirseniz tanışırız Kemancı'da içkimizi içer hoş sohbet ederiz.. Daha iyi bir işiniz yoksa mutlaka bekleriz, e daha ne diyeyim..
<a href="http://www.fabisad.com/etkinlik/fabisad-kurulus-partisi-duyurusu/">PARTİ DETAYLARI İÇİN </a>
ha bi de öperim hepinizi..Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-5480405261692296242012-04-02T19:23:00.007+03:002012-04-02T19:52:02.962+03:00Belki haberiniz yok ama ceset giyme modası çoktan geçti..<a href="http://3.bp.blogspot.com/-KqXZJH3W0ic/T3nX_KIHR9I/AAAAAAAAAlw/l9hABr44BkM/s1600/fft2mm100356.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 287px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-KqXZJH3W0ic/T3nX_KIHR9I/AAAAAAAAAlw/l9hABr44BkM/s400/fft2mm100356.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5726845881228412882" /></a><br /><br />Doğanın derisini omuzlarına asıp eşine dostuna hava atan gerzek insanlar size sesleniyorum:<br /><br /> Belki haberiniz yok ama ceset giyme modası çoktan geçti.. En az birkaç yüz bin yılı var yani. Her ne kadar Bülent hanımlar kürkleriyle kameraların karşısına geçip bir uruk hai edasıyla poz veriyor olsa da bence şu siktiğimin dünyasında örnek alınacak daha güzel insanlar bulabilirsiniz.. Sadece biraz araştırma biraz çaba öyle değil mi?<br /><br /><a href="http://4.bp.blogspot.com/-wll3cLDTJpw/T3nYGFksPSI/AAAAAAAAAl8/pFC_JS2BjL0/s1600/doggy.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 252px;" src="http://4.bp.blogspot.com/-wll3cLDTJpw/T3nYGFksPSI/AAAAAAAAAl8/pFC_JS2BjL0/s400/doggy.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5726846000265182498" /></a><br /><br />Siz gerzekler, hâlâ öfkeyle ve bencillikle beslenen derilerinizi daha güzel gösterecek sıcak bir kılıf bulmak peşindesiniz, peki ama niye? Alternatif bir evrende derilerinizin soyulup zeki leoparların sırtında olduğunu hayal ederek yaşamımın kolayca akıp geçeceğine inanmıyorum ne yazık ki. Keşke geçse ama geçmiyor işte.. Siz bile bile öldürüyor, umursamadan o kürkleri giymeye devam ediyorsunuz ve hayat bi şekilde geçip gidiyor. Bu sikik dünyada adalet olmadığı aşikar ama bu o küçük tilki dostlarımızın kürklerini boyunlarınıza asmanıza sebep değil, öyle değil mi pek değerli hanımefendiler? Biliyorsunuz canlıyken işkence edilerek öldürülüyor o tilkicikler.. <br /><br /><a href="http://2.bp.blogspot.com/-OW5LAQXhfHU/T3nYOPbuscI/AAAAAAAAAmI/7GKoNvAmgus/s1600/fur-vest-5.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 313px;" src="http://2.bp.blogspot.com/-OW5LAQXhfHU/T3nYOPbuscI/AAAAAAAAAmI/7GKoNvAmgus/s400/fur-vest-5.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5726846140350902722" /></a><br /><br /><br />Pangea'dan bu yana ne değişti diye sormuştum bi yazımda? Neden bu kadar ayrı düştük falan diye gevelemiştim? Sanırım evrenin bizim için yaratıldığını düşünüyoruz. Her şey bizim. Kuşlar da, balıklar ve ayılar da, hatta penguenler ve tikliler.. hepsi bizim için yaratıldı değil mi? Onları yemeye hakkımız var, derilerini giyip sırtımıza asmaya da.. korkum şu ki bir gün gelir de evrene falan açılmayı başarırsak işte o zaman uzaylı derisinden çanta modası başlayabilir ve hepimizin tadı fena halde kaçabilir.. O yüzden bence oturduğumuz yerden hiç kalkmayalım ve bırakalım pisliğimiz sadece bizi etkilesin.. <br /><br />Düşünüyorum da bir insan sokaktaki hayvanları besleyebilmek için kıçını yırtırken bir diğeri onların derilerini sırtına asmayı nasıl düşünebiliyor? Sizce de bu insancıkların elinden her türlü vahşet gelmez mi? Yani bir gün çoluğunu çocuğunu kemirip geğirmeleri an meselesi bence.. <br /><br /><a href="http://3.bp.blogspot.com/-DKiGspwyBHo/T3nYU9BwYII/AAAAAAAAAmU/LLppmz1asZQ/s1600/K%25C3%25BCrk-%25C4%25B0%25C3%25A7in-Fok-Katliam%25C4%25B1-560x431.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 308px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-DKiGspwyBHo/T3nYU9BwYII/AAAAAAAAAmU/LLppmz1asZQ/s400/K%25C3%25BCrk-%25C4%25B0%25C3%25A7in-Fok-Katliam%25C4%25B1-560x431.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5726846255669207170" /></a><br /><br />belki de dünyanın hakimi zannettiğiniz anlaşılmaz egonuzu kemikler ve dikilmiş kürkler ardına saklamak niyetindesiniz bilemiyorum ama bildiğim tek şey insanlığınızı bir şekilde kaybetmiş olduğunuz. Farkındalığınız da hiç olmamış zaten. Dedim ya anlayamıyorum sizi, anlayan biri varsa lütfen çıkıp anlatsın bi zahmet. sahne sizin..<br /><br />öperim hepinizi...<br /><br />göktuğ canbabaAydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-7853493964201733457.post-90881597501963688442012-03-24T13:36:00.001+02:002012-03-24T13:38:48.421+02:00iyi uykular Derin..<a href="http://3.bp.blogspot.com/-2MRcMf9yqbg/T22x0Fkzj9I/AAAAAAAAAlQ/TCrksbajqGE/s1600/eeee.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-2MRcMf9yqbg/T22x0Fkzj9I/AAAAAAAAAlQ/TCrksbajqGE/s400/eeee.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5723426209865633746" /></a><br /><br /><br />Uykusuz lakaplı Derin, rakı ve balıkla dolu havuzlarda gerçekleşen dünya yarı açık yüzme olimpiyatlarında kurbağalama stilinde birçok rekora sahip dedesi Hilmi Beylerin öldüğü günün gecesinde, yan odada okunan ilahileri anasonlu buzdağlarıyla çarpıştırıp fondipledikten sonra belki de hayatında ilk defa deliksiz bir uyku çekmeyi başarmış, bizlere de "iyi uykular Derin," demek düşmüştü...<br /><br />öperim hepinizi...<br /><br />göktuğ canbaba '12Aydedeye havlayanhttp://www.blogger.com/profile/06494134730762206729noreply@blogger.com2